13 Mart 2012 Salı

İrlanda'dan Sultan Abdülmecid Han'a teşekkür mektubu


Yedikıta Dergisi'nin Mart 2012 sayısında, derginin ilgi çeken içeriği dışında bir de hediye var. Osmanlı Devleti'nin yaptığı yardımlardan dolayı İrlanda'dan Sultan Abdülmecid Han'a yollanan mektup, 

Bu Mektubun gönderilmesine sebep neydi....

Osmanlı'nın İrlanda'ya yardımı Avrupa'ya örnek oldu

 

Osmanlı İmparatorluğu büyük bir kıtlık geçiren İrlanda'ya 1847'de yardım göndermiş ve bu yardım Avrupa devletlerine örnek olmuştu.

İrlanda Cumhurbaşkanı'nın Türkiyeye yaptığı ziyaret, iki ülke arasında 19'uncu yüzyıl ortalarına uzanan tarihi bağları yeniden gündeme getirdi. Bunun üzerine bir tartışma başladı. İrlanda'ya yardımın şehir efsanesi olduğunu söyleyenler oldu. Ancak Osmanlı'nın gönderdiği bu yardımla ilgili arşivlerimizde birçok belge mevcut.

PATATESLER ÇÜRÜDÜ

19. yüzyıl İrlanda'sı İngilizler'e karşı mücadele içindeydi. Katolik İrlandalılar, kabul etmedikleri Anglikan Kilisesi'ne vergi vermeyi hazmedemiyorlardı. Ayrıca ırken İngilizler'den farklıydılar ve ayrı bir dil konuşuyorlardı. İrlandalılar'ın bir kısmı bağımsızlık, bir kısmı ise özerklik peşindeydi.

1841'de İrlanda 8 milyon kişilik bir nüfusa sahipti. Nüfusun büyük bir kısmı tarımla uğraşıyordu. En önemli ürün ise patatesti. Patates, özellikle yoksulların ana yemeği olmuştu. Bu dönemde meydana gelen ve patatesleri çürüten bir hastalık İrlanda'yı perişan etti. 1846 kıtlık yılında 800 bin kişi ölürken bir milyondan fazla İrlandalı göç etti. Zaten nüfusu fazla olmayan İrlanda iyice güçsüzleşti. İngiliz yöneticileri bu durumu kullandılar. Direnen siyasi liderlerin bir kısmını satın aldılar. Bir kısmını ise sürgüne gönderdiler.

OSMANLI YARDIMI

Osmanlı Devleti İrlanda'daki bu durumu haber alınca 1000 paundluk bir yardım yaptı. İngiltere elçiliği 1847 Nisan'ında bu yardım için padişaha teşekkür etti. Daha sonra İrlandalı asilzâdeler bir teşekkür mektubunu padişaha gönderdiler. Mektubu getiren Oberbak padişahın huzuruna çıkmak için müracaat etti. Teşekkür için gelen Oberbak 26 Mayıs 1849 Cumartesi günü Sultan Abdülmecid'in huzuruna çıkarak halkının minnettarlığını ifade etti.

BÜYÜK KITLIK

19. yüzyılın başlarında İrlanda'nın en önemli yiyeceği patatesti. İrlandalılar'ın neredeyse yarısı patates sayesinde yaşıyordu. Yarım dönümlük bir araziye ekilen patates dört kişilik bir ailenin karnını doyuruyordu. Ancak 1845'in sonlarından itibaren yaşanan ve dört yıl süren kıtlık İrlanda'da her şeyi alt üst etti. Bir tür mantar 1845'te patatese musallat oldu. Patatesler topraktayken çürüdü. 1845 mahsulünden umudunu kesen köylüler 1846 ekimine umut bağladılar. Fakat 1846 daha kötü oldu. Çürüyen patateslerin kokusu İrlandalılar'ın da umudunu sona erdirmişti. İnsanlar yiyecek bir şey bulamadıkları için bir deri bir kemik kalmışlardı. İngiltere zamanında yardım etmediği gibi aç kalanları da düşük ücretle yol ve kanal inşaatında çalıştırdı. Yüz binlerce İrlandalı ölürken bir milyondan fazlası da ABD veya Avustralya gibi ülkelere göç etti. 1849 yılında hastalık sona ermiş ancak İrlanda, nüfusunun dörtte birinden fazlasını kaybetmişti. Bugün İrlanda, Kuzey İrlanda ile birlikte 6 milyonluk bir nüfusa sahip ve işin ilginç tarafı dünyanın değişik ülkelerinde on milyonlarca İrlandalı yaşıyor.

ALLAH MAJESTELERİNDEN RAZI OLSUN

Majesteleri Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid Han'a,

Allah Majestelerinden razı olsun.

Biz aşağıda imzası bulunan İrlandalı asilzâdeler, ileri gelenler ve tüm halk olarak majesteleri tarafından çilekeş ve ıstıraplı İrlanda halkına gösterilmiş olan ihsan ve teveccühün cömertliğine en derin teşekkür ve minnetimizi ifade etmek ve halkımız adına İrlandalılar'ın sıkıntılarını hafifletmek ve acılarını dindirmek için gönderilen bin paundluk cömert yardıma teşekkür için müsaadenizle hürmetlerimizi sunuyoruz.

Eşine az rastlanır türde, ülkemizde ansızın ortaya çıkan kıtlık ve fakir halkın karşı karşıya kaldığı çaresizlik Allah'ın hikmetiyle takdir olunmuştur. İrlanda halkının bu durumda kendilerini ve ailelerini açlık ve ölümden korumak adına diğer ülkelerin şefkat ve cömertliğine başvurmaktan başka seçeneği kalmamıştır. Majestelerinin bu zor durumdaki insanların yardım talebine verdiği mertçe cevap büyük Avrupa devletlerine kıymetli bir örnek olmuştur.

Bu vaktinde yapılmış hayırlı davranış, pek çok kişiyi ferahlatmış ve ölümden kurtarmıştır. Onlar adına tekrar majestelerine minnettarlığımızı sunmak, idareniz altında bulunan ve ihsanınızda payı olan halkınızın ve ülkenizin, katlanmak zorunda kaldığımız sıkıntılardan muhafaza buyrulması dileğimizi izninizle ifade ediyoruz.

Gökkubbe Altında Birlikte Yaşamak, Ankara 2006, s. 321.

ÜNYE TARİHİNİN KAYNAKLARI

Çalışkanlığı ve verdiği eserlerle Türk kültür tarihine önemli katkılarda bulunan İrfan Dağdelen, son çıkardığı eseriyle de kültürümüze önemli bir katkıda bulundu. Türkiye'de son zamanlarda mahalli tarihçilik çalışmaları artmasına rağmen bunların bir kısmının birinci el kaynaklara dayanmaması büyük bir eksiklik. İrfan Dağdelen, son kitabında Ordu ilimizin incisi olan Ünye tarihi için önemli bir kaynağı neşretti. "15. Yüzyıl Ünye ve Çevresinin Tarihi Kaynakları: 1455 Tarihli Ünye, Akkuş, Terme ve Çarşamba Tahrir Defterleri" adıyla Ünye Belediyesi tarafından yayımlanan bu eser bölge tarihi için çok önemli bir boşluğu dolduracaktır. Eser, Ünye ve çevresinde Osmanlı hâkimiyetinin nasıl tesis edildiği, başta bölgenin ekonomik ve sosyal durumu olmak üzere birçok hususta önemli veriler içeriyor.

Türkiye'deki birçok kütüphaneciye verdiği eserlerle örnek olmasını temenni ettiğim İrfan Dağdelen'i ve böyle bir eserin yayımlanmasını sağlayan Ünye Belediyesi'ni tebrik ediyorum.

Erhan Afyoncu
(Bugün, 28.03.2010)
 
 

Osmanlı'nın İrlanda'da bıraktığı iz

 

(İrlandalılar'ın Osmanlı Sultanı'na Gönderdikleri Teşekkür Mektubu)
İrlanda Asilzâdeleri'nin Osmanlı Padişahı'na gönderdikleri ve hâlen Topkapı Sarayı Müzesi arşivinde muhafaza edilen yardım sonrası gönderilmiş Teşekkür Mektubu'nda şöyle deniliyor:

"Aşağıda imzaları bulunan biz İrlanda Asilzâdeleri, Beyefendileri ve Sâkinleri, Majesteleri tarafından acı çeken kederli İrlanda Halkı'na gösterilen cömert hayırseverlik ve alâkaya en derin minnetlerimizi saygıyla takdim eder ve onlar adına Majesteleri tarafından İrlanda Halkı'nın ihtiyaçlarını karşılamak ve acısını dindirmek üzere cömertçe yapılan 1.000 Sterlinlik bağış için teşekkürlerimizi arz ederiz."
(Drogheda Şehri'nin Ayyıldızlı Amblemi)
İrlanda’yı kasıp kavuran kıtlık döneminde, Osmanlı Devleti’nin yaptığı nakdî ve aynî yardımın hatırasına 2006 Mayıs ayında Dublin’e yetmiş mil uzaklıktaki Drogheda şehrinde tören yapılarak, o döneme ait tarihî Belediye Binası'na "Şükran Plâketi" asıldı.

Yaklaşık iki milyon İrlandalı'nın göç etmesine ve ölümüne sebep olan açlık ve kıtlık felâketi sırasında Sultan Abdülmecid, zor durumdaki İrlanda halkına 10.000 Sterlin yardımda bulunmak istedi. Fakat kendi topraklarına dâhil olan bu bölgeye sadece 2.000 Sterlin yardım yapmayı kararlaştıran İngiltere Kraliçesi Victoria, Osmanlı'nın kendilerinden kat kat fazla bağış yapmasını kabul etmeyerek, İstanbul’daki büyükelçisi vasıtasıyla, Sultan’ın teklifini reddetti ve Osmanlı bağışı -İngiltere'nin isteğiyle- 1.000 Sterlin'e indirildi.
Sultan Abdülmecid bunun üzerine İrlanda’ya tahıl yüklü 5 gemi gönderdi. Fakat İngilizler'in Dublin Limanı’na sokmadıkları erzak dolu yardım gemileri, yüklerini Drogheda Limanı’na boşalttı. (1847) Bu dönemde İngiltere ve kıta Avrupa’sı sanayi devriminin getirdiği refah ve zenginliğe rağmen İrlanda’ya yardım etmezken, Osmanlı içinde bulunduğu maddî sıkıntı ve uzak coğrafi mesafeye aldırmadan zor durumdaki bölge insanına yardım etmek istiyordu.

İşte, bu olayın anısına 800. kuruluş yıldönümünü kutlayan Drogheda Belediyesi’nce yaptırılan "Şükran Plâketi", 150 yıl önce Türk Gemicilerin misafir edildiği eski belediye sarayının duvarına (şimdiki Westcourt Oteli'ne) törenle çakıldı.
Drogheda’nın Belediye başkanı Alderman Frank Goddfrey törende yaptığı konuşmada şehir ambleminin Osmanlı hilâl ve yıldızı olduğunu hatırlatarak “Şükran Plâketi'miz, iki ülke insanlarının dostluk sembolü olacaktır ümidindeyim” dedi. Kıtlık ve Açlık Müzesi müdürü de, Türk Halkı'na ve Osmanlı Devleti’ne minnettar olduklarını vurguladı.
İrlanda Tarihi'nin en önemli olaylarından biri olan İrlanda Açlığı, Büyük Kıtlık veya Patates Kıtlığı diye de adlandırılan İrlanda patatesinin zehirlenmesi sonucu ortaya çıkan büyük afette yaklaşık 1 milyon İrlandalı hayatını kaybetmiş ve yaklaşık 2 milyon İrlandalı da çoğunlukla Amerika'ya göç ederek ülkeyi terk etmiştir. 1845'te Amerika'dan sızan zehirli bir mikroskobik mantar olan Phytophtera İnfestans'ın, ülkenin en temel gıda maddesi olan patates ürününün üçte birini yok etmesiyle başlayan kıtlıkda ertesi yılki kayıp yüzde 80-90'lara kadar ulaştı. Aç halkın tohumlukları da yemesi sebebiyle kıtlık 1847'de zirveye ulaştı. İthal tohumların kullanıldığı 1848'deki mahsulde ise patateslerin yarıya yakını heba oldu. 1849'dan itibaren azalmaya geçen felaket 1851'de sona erdi.

Katolik İrlanda, İngiltere tarafından acımasızca sömürülmekteydi. Adanın tarım topraklarının tümü, yaklaşık 10 bin İngiliz'in elinde bulunmaktaydı. Bunlar, bu toprakları 600 bin İrlandalı çiftçiye kiralıyor, aldıkları yüksek rantlarla İngiltere'de lordlar gibi yaşıyorlardı. Nüfus yoğunlundan ötürü toprak kiraları çok yüksekti. En verimli topraklar İngiltere'ye ihraç edilmek üzere tahıl üretimine ayrılmıştı. Öylesine ki, kıtlığın patladığı 1845'te İngiltere'ye 1 milyon ton tahıl ile 258.000 koyun gönderilmişti. İşçilere ücret ödenmiyor, bunun yerine ücret olarak küçük bir toprak parçası kiralanıyordu. Kiracı çiftçiler ve işçiler, yani 4 milyondan fazla İrlandalı ise tek gıdaları olan patatesi buralarda üretiyorlardı.
Patates Kıtlığı'nın yaşanmasından sonra başlayan ölümler ve göç olaylarından sonra yaklaşık 8 Milyon olan İrlanda nüfusu bir kaç yıl içinde yaklaşık 5 milyona gerilemiş, Amerika'ya göç etmek zorunda kalıp bir daha vatanlarına dönemeyen İrlandalılar ise geride pekçok hüzünlü hikaye bırakmışlardır.
İngiltere Kraliçesi'nin kendi topraklarına dahil bir bölgeye Osmanlı Devleti tarafından yapılmak istenen nakdî yardımı engellemesi ve yardım miktarını onda bire düşürmesi, ibret verici bir olaydı. Buna karşılık, Osmanlı Sultanı Abdülmecid’in muhtemel siyasi gerilimleri ve ulaşım güçlüklerini de göze alarak 4.000 kilometre uzaklıktaki fakir bir ülkeye tahıl yüklü gemiler göndermesi tarih sayfalarında benzerine rastlanmayacak bir alicenaplık örneğiydi.
(150 Yıl Önce Türk Gemicilerin Misafir Edildiği Eski Belediye Sarayı)
Evet, Avrupa'nın en batısında, tarih boyunca hiç karşı karşıya gelmediğimiz insanların memleketinde, bizimle ilgili, kitabe diyebileceğimiz bir belge çakılı. Oradaki üç-beş satır, insanlık tarihini anlatan ciltler dolusu kitaba sığmayacak bir mana zenginliği içinde, daha nice asırlar ötesine mesaj verip, ışık tutacak.
*Padişah Abdülmecid'e bazı kaynaklarda I.Abdülmecid de denir. Bunun sebebi 1922'de halife seçilen şahsın adının da Abdülmecid olmasıdır. Dolayısıyla halife seçilene II.Abdülmecid denmiştir. Yalnız II.Abdülmecid padişah değil, halifedir. Bu husus iyi çözülmelidir.
Ayrıca bkz: http://www.yursil.com/blog/2007/11/ottoman-aid-to-the-irish/